Fonksiyonel tıp, hastalıklara yaklaşım metodu ele alındığında klasik veya alternatif tıptan oldukça farklı olmasıyla “geleceğin tıbbı” olarak nitelendirilmektedir .

Amacı kronik hastalıkların kök nedenlerini tespit edip düzenlemektir. Geleneksel ya da alternatif bir tıp yöntemi kesinlikle değildir. Hastalıklara “neden- niçin” sorusunu sorar.

Fonksiyonel tıpta bütün kronik hastalıkların ulaşılır bir sebebi vardır ve  her zaman bu sebepleri ortadan kaldıramasak da onlara karşı kendimizi korumaya alabiliriz. Bilim insanlarının öngörüsüyle, 2030 da kronik hastalıkların toplumun yaklaşık %49 unda görüleceği tahmini fonksiyonel tıbbı gelecekte alternatif bir araç değil olmazsa olmaz yapacaktır.

Kronik hastalıklar dediğimiz, kalp damar hastalıkları, diyabet, obezite, sindirim sistemi rahatsızlıkları, romatizmal hastalıklar, depresyon, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu, otizm, koah ve astım gibi hastalıklardır.

Şu an bile çevremize baktığımızda bu hastalıklarla mücadele eden bir çok tanıdığımız var değil mi?

Zamanla karşımıza çıkması çok muhtemel olan bu rahatsızlıklara karşı öncelikle bilinçlenmemiz ve hayatımızda ne gibi tedbirler almamız gerektiğini bilmemiz çok önemli. Genel olarak değinirsek ;

  • Beslenme alışkanlıkları (Fastfood tüketimi, paketli gıdalar, GDO’lu ürünler),
  • Hareketsizlik ve teknoloji bağımlılığı,
  • Stres,
  • Genetik faktörler,
  • Çevresel toksinler gibi etkenlerle bu hastalıklar oluşmakta.

Ayrıca şehir hayatının oluşturduğu hava kirliliği ile vücudumuza giren zehirler de ciddi anlamda sağlık problemlerinin sebebi oluyor.

Gdo’lu gıdalar da en büyük sorunlardan birini teşkil ediyor. Çünkü vücudumuz bu genetikleri tanımıyor. Onu yabancı olarak görüyor ve birtakım reaksiyonlar oluşturuyor. Bu da yine bir takım otoimmun hastalıklara zemin oluyor. Bunlara gluten de dahil.

Zaten içinde bulunduğumuz yüzyılda ne kadar iyi beslenirseniz beslenin hücre bazında vitamin eksikliği oluşması çok olası. Sebebi ise kimyasal tarım uygulamaları.

Katkı maddeleri gıdaların ömrünü uzatan, daha fazla tat almamızı sağlamak ve gıdanın rengini güzelleştirmek için  hemen hemen tüm paketli gıdalara koyuluyor. Aynı şekilde fruktoz şurubu karaciğerdeki dengeyi bozarak metabolik sendroma zemin hazırlamakta.

Çevresel etmenler ve kötü beslenme anne karnından itibaren maalesef yeni doğan hayatları etkiliyor. Yeni doğan bebeklerin kan ve idrarlarında yapılan testlerde ağır metaller ve 200 den fazla kimyasal tespit edildiğini biliyor muydunuz?

Bu kadar vehamet içeren durumlardan sonra, hayatımızı bu etkenlerden nasıl koruyacağımızın bilincinde olmalıyız. Fonksiyonel tıp bunun için “önce bağışıklık sistemi” diyor.

Hastadaki kronik hastalığın temeline inip semptomatik değil, gerçek nedenlere erişerek onları değiştirip düzeltme yoluna gidiyor. Kısacası semptomu değil, mekanizmayı düzeltiyor.

Bunun için kişiyi doğum öncesi dönemden incelemeye başlar ve sosyal, psikolojik, ekonomik şartlarına bakarak yol alır. Bu bağlamda da;

  • Bilimsel verileri kullanır,
  • Genetiğe bakar. Besin alerjileri, intoleransları,
  • Arka planda bozulan fonksiyonların düzenlenmesi ve dengelenmesi esasıyla hareket eder.
  • Hayat tarzını değiştirir,
  • Çevresel toksik yükün yönetimini sağlar,
  • Stres yönetimi için harekete geçirir,
  • Beslenme ve besin desteklerini düzenler. Gerekiyorsa bağırsak geçirgenliğini düzeltmek için fonksiyonel beslenme diyeti (eliminasyon) yaptırır.

Genel çerçevede bakacak olursak fonksiyonel Tıp, sebeplerle ilgilenerek hastalığın köküyle muhatap oluyor. Semptomlar sadece hedefe giden yolda rehber oluyor. Dolayısıyla 21. yüzyılın sağlık problemlerini azaltmada ve gelecek nesillere taşınacak olan biyolojik problemleri engellemede fonksiyonel tıbbın ışığında yol almamız gerekiyor.

Sağlık ve sevgiyle…


İlgili Yazılar

Ask ChatGPT
Set ChatGPT API key
Find your Secret API key in your ChatGPT User settings and paste it here to connect ChatGPT with your Tutor LMS website.