E-ticaretin popülerliği son zamanlarda zirveyi yaşıyor. Şu saatten sonra da o zirveyi çok bırakacağını sanmadığımız için bu konuda bir şeyler yazmak istedik.

Bütün dünyanın gündemine bomba gibi düşen ve istisnasız her devletin, her milletin nasibini aldığı korona salgını, bizleri kendi kabuğumuza itmiş gibi görünse de içinde bulunduğumuz teknolojik imkanlarla artık kabuk kavramı tarihe karışmış gibi. Ya sizce?

Ev hanımlarından tutun, kendine güvenen öğrencilere kadar, ek gelir arayışında olan çalışandan, en iyi olma hedefiyle yola çıkan bir çok kişi artık e-ticaretin kapsama alanında.

Bir toplu iğneyi bile internetten alıyoruz. Evde tuz bitse sanal marketlerden bir paket oluşturup gün içinde kapımızda buluyoruz ihtiyaçlarımızı.

Hayatı bu denli kolaylaştıran e-ticaret işi, yeni başlayanlara, rekabet ortamı çok kalabalık ve ciddi güçlü rakiplerle merhaba diyor. Yaptığı işin kurdu olanlar da var, defalarca yenilgiyi yaşayıp bir kere daha ayağa kalkma girişiminde bulunan hırslılar da. Dolayısıyla böyle bir iş düşünüyorsanız, öncelikle donanımınız tam olmalı.

Ki donanımınızın eksiksiz olması bile yeterli değil artık. Mutlaka bir farkınız da olmalı. Aksi taktirde sönüp gitmek an meselesi olabilir..

Sizi göklere yükseltebilir, ya da tabiri caizse alaşağı edebilir gözüyle baktığımız e-ticarete biraz da teknik bakalım.

Öncelikle piyasa kültürünüz olmalı. Tüketiciler daha çok neleri internetten alıyor, hangi konularda satım gücünde eksiklikler var, hangi alanlar gölgede kalmış gibi soruların cevabını belirlemelisiniz. Bunun için yapmayı düşündüğünüz bir alan varsa ona dair siteleri bir süreliğine takip etmenizi tavsiye ederiz. Bu şekilde o alanla alakalı iç piyasa kültürünüz ve zarar-kar tahmininiz oluşacaktır.

Bunlar tamamen kendi çabalarınızla yapabileceğiniz şeyler.

Bunun dışında diyelim ki etkili bir ürün veya ürün grubu oluşturdunuz, ve kendinizden de eminsiniz. İkinci adımda bir pazarlama planı oluşturmanız gerekiyor. Bu ürünü hangi yollarla pazarlayacaksınız, sosyal medyada ne kadar aktif olabilirsiniz, reklamlarla ne kadar kişiye ulaşabilirsiniz, rakipleriniz bu konuda nerede, onlara karşı kendinizi nasıl öne çıkarabilirsiniz.. vb. soruların net cevaplarını oluşturarak pazarlama planınızı yapmış olursunuz.

Peki yeterli mi? Maalesef ki hayır. Açıkçası on sene öncesi olsaydı hem yeterli diyebilirdik, hem de şansınız şimdiye göre kat kat fazla olurdu. Ama olsun. Bu sorulara net cevaplarla sonuç tahminleri yapabiliyorsanız, ışık var demektir. Unutmayın ki her şey bir adımla başlar. Önünüzdeki yol ne kadar aydınlık, ne kadar açık, hangi kısımları taşlı, dikenli; bunları analiz ediyoruz. Sonrasında koşarak gidebilmek için yolu tanımanız gerekiyor önce..

Tüm bu ayrıntıları hallettikten sonra geriye satış kanalınız kalıyor. Ne tür bir hizmet aracılığıyla satış yapacaksınız. Online pazar yerleri mi, e-ticaret sitesi mi? Bu kararı vermede etkin sebepler var. Mesela önce ürününüzün satış performansını görmek istiyorsanız online pazar yerleri daha uygun bir tercih olacaktır. Böylece hem ciddi reklam gideri yapmamış, hem de ürününüze gelen yorumlarla yolunuzu daha net görmüş olursunuz. Online pazar yerindeki satış performansınızın iyi olduğunu düşünüyorsanız, müşteri ağınızı oluşturdunuz ve geri dönüşler olumluysa web sitenizi kurararak yola devam edebilirsiniz. Bu tercihlerin biraz da sizin sermaye durumunuz, gelir gider oranınıza göre değerlendirilmesi gerekir.

Bu yazımızda en temel teknik detaylara yüzeysel değindik. Bu konu aslında çok kapsamlı ve göreceli durumları da içermesi sebebiyle genişçe ele alınacak bir içerikte.

Son olarak; her ne iş yaparsanız yapın, en iyisi olma niyeti ve azmiyle yapın.. O zaman çevrenizden müşterileriniz eksik olmayacaktır. İşini yapanların sayısı maalesef o kadar az ki.. Gelin bu dengeyi birlikte değiştirelim.

Sevgiyle kalın.